12 Ocak 2013 Cumartesi

Borcu olana iş yok!


Maden facialarına kılıf bulmakta yaratıcılık sınır tanımıyor. İşte madenlerdeki olağan şüpheliler...  

İşverenin ihmali, devletin göz yumması ve toplumsal duyarsızlık nedeniyle neredeyse bütün madenler artık birer ''cinayet mahalline'' dönüşmüş durumda. Bu cinayetlerde, işçiyi adeta ölüme gönderen işverenin, denetimlerini facia sonrasına saklayan devletin ve ''yine maden patlamış vah vah'' diye olup bitenleri izleyen herkesin istikrarlı bir katkısı var.

Bunun yanında bir de işverenlerin şeytanın bile aklına gelmeyecek ''suçlu'' yaratma çabaları...

Bunlardan sonuncusuna Türkiye Taşkömürü Kurumu imza attı. Hem de 8 madencinin yaşamını yitirmesinden 2 gün sonra hem de daha ölen madencilerden bazılarının cansız bedenleri hala maden çıkarılmayı beklerken.

Türkiye Taşkömürü Kurumu yetkilileri iş kazalarıyla ilgili değerlendirme yapıp teşhisi koymuş: ''Borcu olan ve icralık duruma gelen madenci, kafası dalgın olduğu için büyük kazalara neden oluyor''muş. 

Bu durum bir genelgeyle de somutlaştırılmış:
"İcralık duruma düşen işçilerin akıllarının sürekli iş harici konularla meşgul olması sonucu konsantrasyon problemi yaşamalarının muhtemel bulunması nedeniyle işlerini dikkatli yapamama olasılığı bulunmakta, kendilerinin ve yanında çalışanların sağlığı ve iş güvenliği açısından büyük risk oluşturmakta, dolayısıyla iş verimini olumsuz yönde etkilemektedir. Ayrıca sık sık haciz ve icralık duruma düşen işçilerimizle ilgili kararlara ait dosyaların takibini ve işlemini yürüten personel, muhasebe ve hukuk birimlerimizi yoğun mesai harcamak zorunda bırakıp önemli zaman kaybına neden olmaktadır.''

İcralık işçilerin durumlarını düzeltmeleri için uyarılması istenen genelgede, bunun için kendilerine 1 yıl süre verilmesi aksi halde savunmaları alınarak iş akitlerinin feshedileceği belirtiliyor. 

İşverenin bu iddiası hangi bilimsel sonuca dayanmaktadır, iş yerindeki kazalardan kaçı bu nedene dayanmaktadır bilinmez!

Ama böylesine bir  iddiayla ortaya çıkanların önce madenlerde kaç kişinin, hangi ihmaller nedeniyle öldüğünü ve bunların kaçının maaşında haciz olduğunu açıklaması gerekir. Ve elbette bir de borç sarmalındaki işçilere ne kadar ücret ödediklerini...

Oysa bugüne kadar yaşanan iş cinayetleri aslında katili de haykırıyor...

Failleri aslında herkes çok iyi biliyor...

Onlar, işçileri maskesiz madene indirenler...

Denetim raporlarıyla alay edercesine faaliyetlerine hiçbir şey olmamış gibi devam edenler...

Madenin en tehlikeli yerine taşeron işçiyi göndermekte sakınca görmeyenler... 

Ve tüm bu olup bitenlere göz yumanlar...

Madenciler, borçları olduğu için değil, insan hayatını bile hiçe sayacak kadar gözü dönmüş, iş sağlığı ve güvenliği önlemlerini masraf olarak gören, adeta Azrail'in görevine soyunmuş işverenlerin ihmalleri nedeniyle ölmektedir.

Bunu anlamak için iş cinayetinin yaşandığı yerde tespit edilen ihmallerin ve ihlallerin listesine bakmak yeterli.

O uzayan listelerde bazılarının maliyeti komik düzeylerde kalan pek çok ihmal sıralanırken nedense işçilerin borçlu olmasından bahsedilmiyor!

Hadi tüm bu gerçekleri bir an olsun kenara koyalım...

Madende çalışan madenci, iş kazası nedeniyle öldüğünde borçluysa, maaşında haciz varsa  birilerinin konuşmadan önce biraz utanması gerekmez mi?

2 yorum:

  1. bu "genelge"nin kaynağını paylaşır mısınız? hangi tarih - sayılı nerden ulaşılabilir?..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tarih 9 Ocak...
      Kurum yetkilileri basına yansıyan açıklamalarında genelgeyi savundu, geri çekilmeyeceğini açıkladı.
      Konu TBMM gündemine de taşındı.
      İşçiler Genel Maden-İş'e üye, sendika konunun tarafı konumda.
      Genelge, icralık işçi sayısı ve daha başka ayrıntılara sendika üzerinden ulaşmak mümkün...

      Sil