25 Ağustos 2012 Cumartesi

Bak yavrum bu asgari ücretli!


Asgari ücretli bir işçinin hali, dünyayı yeni anlamaya başlayan çocuklar için böyle resmedildi.

Gönül Yayıncılık'ın okul öncesi ve okumaya yeni başlayan çocuklar için hazırladığı "Kazanımlı Öyküler" serisinde "dikkatli olmayı" anlatan Konuşan Bisiklet isimli kitabında, pek de alışık olunmayan bir aktöre yer verildi.

Çocuklar, kitaptaki hikayeyle daha sonra sıkça duyacakları, karşılaşacakları bir "asgari ücretli" ile tanışıyor.

Kitapta yorgun, mahcup olarak resmedilen temizlik işçisi asgari ücretli baba, yamalı gömleği ve dizlenmiş, eskimiş pantolonu ile çocuğuna bir bisiklet hediye ediyor. Kitapta asgari ücretli babanın durumu şöyle anlatılıyor:

"Arda çok mutluydu. Sonunda babası ona bir bisiklet almıştı. Fakat içinde bir burukluk vardı. Çünkü babasının aldığı bu bisiklet daha önce kullanılmış bir bisikletti.

Arda, durumu çok da iyi olmayan bir ailenin tek çocuğuydu. Babası asgari ücretli bir işçiydi. Bu yüzden babası ona yeni bir bisiklet alamamıştı."

İşte çocukların belki de ilk kez tanıştıkları asgari ücretlinin resmi ve içinde bulunduğu hal böyle.
Elbette çocuklar büyüdükçe algıları da değişecek.

Ama ilk kez duydukları, okudukları gördükleri bu resim değişecek mi?... Kim bilir!...

15 Ağustos 2012 Çarşamba

Kediye var, işçiye yok


Son günlerde Ankara sokaklarında işçilerin arasında baretli bir kedi dolaşıyor.

Ankara'da kaldırımlar her yaz olduğu gibi yine birer küçük şantiyeye dönüşmüş durumda. Ancak bu yılki çalışmaların öncekilerden bir farkı var. Ankara'da sokaklar ve kaldırımlar engelliler için yeniden düzenleniyor. İşçiler, kavurucu yaz sıcağında, iş makinelerinin eşliğinde kaldırımlarda hummalı bir çalışma yapıyor.

Bu çalışmalar sırasında işçilerin yanı başındaki bir kedi maketi ise dikkati çekiyor. Bu, Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin bir süredir kendisine simge seçtiği Ankara kedisinden başkası değil. Kedi, renkli gözleriyle tüm sempatikliğini takınıp elindeki yazıyla "verilen rahatsızlık için özür dilemeyi" de ihmal etmiyor.

Kediyi çalışmanın orta yerine koymayı akıl edenler, tehlikenin farkında olsalar gerek başına baret takmayı da ihmal etmemişler. Bu da iş güvenliğinin hatırlanması bakımından güzel bir ayrıntı olmuş. Ancak tuhaf olan iş makineleriyle birlikte kaldırım çalışması yapan işçilerin başında baret olmaması. Bazı işçilerin başında ise sadece bez şapkalar bulunuyor. İşçileri olası tehlikelere karşı koruyacak başkaca koruyucu donanımlar da söz konusu değil. Uyarı levhalarının ardındaki işçiler, bedenlerini koruyacak donanımlar olmadan çalışmalarını sürdürüyor.

Kedisine baret giydirmeyi ihmal etmeyen belediye, işçilere yönelik olası tehlikeler için aynı duyarlılığı göstermiyor, olası tehlikelere karşı gerekli önlemleri almıyor. Yoksa işçiler belediyenin değil de taşeron işçisi mi bilinmez!
      
Ne diyelim, sokaklardaki engelleri kaldırmak için çalışan işçilerin kendisi "sakata" gelmez inşallah!...